Anaokulunda ve okulda diyabet: Nelere dikkat edilmelidir?
Bilimsel destek: PD Dr. Simone von Sengbusch, Sarah Biester, PD Dr. Heike Saßmann
Genel olarak, tip 1 diyabetli çocuklar diğer çocukların yaptığı her şeyi yapabilir. İnsülin tedavisi bilinçli bir şekilde yürütülürse, diyabet hastası olmayan çocuklar kadar dayanıklı ve güçlüdürler.
Ancak ebeveynler, anaokulu veya okulla hastalık hakkında açıkça konuşmalıdır. Çocuk ne kadar küçükse, tedaviyi yürütme konusunda o kadar fazla yardıma ihtiyaç duyar. Büyüdükçe bağımsızlığı artar.

Günümüzde tip 1 diyabetli çocukların büyük bir kısmı, insülin tedavisinin birçok adımını otomatik olarak gerçekleştiren bir insülin pompası kullanmaktadır. Küçük bir sensörlü ölçüm cihazı – sürekli glikoz ölçüm sistemi (Continuous Glucose Monitoring, kısaca CGM sistemi) – dokudaki şekeri (glikozu) sürekli ölçer ve değeri insülin pompasına veya bir kontrol uygulamasına gönderir. Böylece bir yazılım, insülin salınımını son derece hassas bir şekilde yönetebilir. Glikoz değerleri çok yüksek veya çok düşük olduğunda, insülin pompası otomatik olarak düzeltme yapar. CGM sistemi ayrıca, değerler yine de çok düşük veya çok yüksek olduğunda bir uyarı verir. Öğünlerde, çocuğun tüketeceği karbonhidrat miktarı sisteme bildirilmelidir. Spor sırasında vücut çok fazla enerji harcar. Bu nedenle tüm sistemlerde, tedavinin artan enerji ihtiyacına göre ayarlanmasını sağlayan bir seçenek bulunur.
Tip 1 diyabetli küçük çocuklar tamamen ebeveynlerinin veya eğitimli yetişkinlerin yardımına muhtaçtır. Neredeyse tüm küçük çocuklar, ebeveynleri ve yetişkin bakıcıları için kısa bir eğitimden sonra kolayca kullanılabilen otomatik insülin pompası ile insülin alırlar.
1. ve 2. sınıf ilkokul çocukları, henüz anlamlı okuma yapamadıkları ve karmaşık kararlar veremedikleri için, otomatik insülin pompalarının kullanımında genellikle sürekli destek ve rehberliğe ihtiyaç duyarlar.
3. ve 4. sınıflardaki daha büyük ilkokul çocukları, zamanla gözetim altında diğer kullanım adımlarını kendileri üstlenebilirler.
Ortaokul ve lise çağındaki çocuklar genellikle insülin pompalarını kullanma konusunda oldukça bağımsızdırlar.
Diyabetli çocuklar beden eğitimi derslerine katılabilir ve katılmalıdır. Kendilerini iyi hissetmediklerinde veya glikoz sensörü glikoz değerlerinin çok yüksek veya çok düşük olduğuna dair bir uyarı verdiğinde, çocuklar ara vermeli ve değerleri kontrol etmelidir. Değerler çok yüksekse, düzeltmek için insülin almaları gerekir. Değerler çok düşükse, çocukların hızlı etkili karbonhidratlar, örneğin meyve suyu veya dekstroz şeklinde, almaları önemlidir.
Ebeveynler ve eğitimciler veya öğretmenler iyi bir işbirliği içinde çalışırsa, anaokulunda ve okulda normal bir günlük yaşam mümkün olabilir. Buna, piknik veya okul gezileri gibi özel etkinlikler de dâhildir. Ancak ebeveynler, gezi sırasında çocuğun ne yiyeceği veya fiziksel zorlanma derecesi gibi belirli şeyler hakkında önceden bilgilendirilmelidir. Genellikle, daha küçük okul çocukları için ebeveynlerin veya eğitimli bir kişinin eşlik etmesi gerekir.
İçindekiler
- Ebeveynler için tavsiyeler: Anaokulunda ve okulda diyabetli küçük çocuğa nasıl bakılır?
- Hangi destekleyici önlemler mevcuttur?
- Anaokulu ve okulda eğitimciler ve öğretmenler nelere dikkat etmelidir?
- Anaokulu ve okul personelini diyabet konusunda kim bilgilendirir ve eğitir?
- Çocuğa bir şey olursa sorumluluğu kim alır?
- Tip 1 diyabetli çocuklar, beden eğitimine katılabilir mi?
- Piknik ve okul gezilerinde nelere dikkat edilmelidir?
1. Ebeveynler için tavsiyeler: Anaokulunda ve okulda diyabetli küçük çocuğa nasıl bakılır?
Tip 1 diyabet, çocuğun yaşamına ve günlük aile yaşamına büyük bir müdahale anlamına gelmektedir. Bu nedenle, diyabetli çocukların hayatın tüm önemli alanlarına ve etkinliklerine katılmaya devam edebilmeleri daha da önemlidir. Bu, normal bir anaokuluna ve okula gitmeyi içerir. Eğitimcileri ve öğretmenleri diyabet hastalığına dâhil etmek önemlidir. Aşağıdaki önlemler ebeveyn olarak sizin için yararlı olabilir:
- Çocuğunuzun diyabetini bir eğitmen veya öğretmenle görüşün. Pedagojik uzmanlara bilgi materyali sağlayın.
- Çocuğunuz sürekli glikoz ölçüm cihazı (CGM) kullanıyorsa, olası alarmlar durumunda nelere dikkat edilmesi gerektiğini eğitimci veya öğretmenlere açıklayın. Akıllı telefon veya başka bir alıcı cihazla okuma gerekliliğine değinin.
- Çocuğunuz insülin pompası veya kapalı döngü sistemi kullanıyorsa, anaokulu ya da okul personeline kullanımına ilişkin önemli noktaları da açıklayın.
- Acil durumlar, örneğin bir çocuğun yardıma ihtiyaç duyduğu ciddi hipoglisemi, modern diyabet teknolojisi sayesinde nadir hale gelmiştir. Buna rağmen, eğitimcilere ve öğretmenlere diyabetle ilgili bir acil durumda nasıl davranmaları gerektiğini açıklayın. Acil durumda ne yapılması gerektiğine ilişkin bilgileri burada bulabilirsiniz.
- Mutlaka kendi telefon numaranızı, çocuğunuzun tedavisini yürüten çocuk diyabet uzmanının veya diyabet ekibinin ve en yakın hastanenin telefon numarasını bırakın.
- Diyabet ekibinizden, eğitimcileri veya öğretmenleri eğitmesini isteyin. Hastalığa ne kadar aşina olurlarsa ve bununla nasıl baş edeceklerini bilirlerse, çocuğunuzu o kadar iyi destekleyebilirler. Diyabet ekibiniz klinikte veya anaokulu/ilkokulda eğitim veremiyorsa, bölge dışından hizmet veren eğitim kuruluşlarına başvurun. Örneğin, Dianiño Vakfı öğretmenlere, eğitimcilere veya bakım personeline ücretsiz eğitimler sunmaktadır (Almanca link).
- Eğitimciler veya öğretmenler diyabet yönetimini üstlenmekle yükümlü değildir. Gönüllü olarak yardım ederler.
Bilmekte fayda var:
Alman Pediatrik ve Adölesan Endokrinoloji ve Diyabetoloji Derneği (DGPAED) e.V., internet sitesinde ailelere ve öğretmenler ile eğitimcilere, okul veya anaokulunda ilaç verilmesinde sorumluluk konusuna ilişkin bilgiler sunmaktadır (Almanca link).
- Özel düzenlemeleri görüşün: Çocuğunuz derslerde ve spor yaparken de istediği zaman yemek yiyip içebilir, CGM sistemini okuyabilir veya kan şekerini ölçebilir ve/veya insülin alabilir. Ayrıca, sensör verilerini almak, insülin pompasını kullanmak ve sorunlarda ebeveynleriyle görüşmek için akıllı telefon kullanabilir.
- Spor aktivitesi sırasında tedavinin nasıl ayarlanması gerektiğini tedaviyi yürüten diyabet ekibiyle kararlaştırın. Gözetmen kişiye bunu bildirin.
- Piknikler veya okul gezileri hakkında da diyabet ekibiyle ve geziye iştirak eden gözetmenle konuşmalısınız. Bu şekilde, gezilerde kan şekerinin gözden kaçmamasını sağlarsınız.
- Destek alın: Yemeklerde insülin hesaplama ve uygulama konusunda, ayakta bakım hizmeti veren bir hemşirelik servisi yardımcı olabilir ve bu işlemleri gerçekleştirebilir. Daha fazla destek ve sürekli gözetim gerektiğinde – örneğin okul öncesi çocuklar veya küçük ilkokul öğrencilerinde – genellikle bireysel refakat (anaokulu veya okul refakati) gerekli olur.
2. Hangi destekleyici önlemler mevcuttur?
Son yıllarda diyabet yönetimindeki hızlı teknolojik gelişmeler, özellikle sürekli glikoz ölçümü (CGM) ve otomatik insülin dozlama (AID) sayesinde, birçok çocuğun bağımsızlığı önemli ölçüde artmıştır. Bu nedenle, ilkokul eğitimini tamamlayan diyabetli çocukların çoğu, artık okul hayatlarını dışarıdan yardım almadan sürdürebilmektedir. Uzmanlar, çocukların gelişimlerine uygun olarak, yaşlarına uygun bir şekilde bağımsız diyabet yönetimine alıştırılmalarını tavsiye etmektedir. Bu nedenle, uzun vadede çocukların günlük hayatlarını bağımsız olarak sürdürebilmelerini sağlamak için, onlara sadece gerekli olduğu sürece destek verilmelidir.
Bilmekte fayda var:
Çocukları okul yaşamına en iyi şekilde hazırlamak için özel eğitimlere katılmaları faydalıdır. Tip 1 diyabetli çocuklar genellikle çocuk hastanesinde veya diyabet konusunda uzmanlaşmış bir çocuk hekimliği muayenehanesinde düzenlenen özel polikliniklerde tedavi edilir. Buradan “Okula Hazır Olmak (Fit für die Schule)” eğitim kursları hakkında bilgi alabilirsiniz.
Anaokulunda veya ilkokulda kronik hastalığı olan çocukların bakımını üstlenecek personel yoksa, çoğunlukla bir bakım hizmeti veya bireysel refakatçi gereklidir. Anaokulları, çocuğun yalnızca bireysel refakatle kabul edileceği şartını sıkça koyar. Gençler ise okul saatlerinde insülin tedavisini uygulamada nadiren yardıma ihtiyaç duyar. Dışarıdan destek gerektiğinde, uygun bir bakım çözümü bulma sorumluluğu, ilgili kurumlarla iş birliği içinde ebeveynlere aittir.
Anaokulu ve okul hayatında çeşitli refakat olanakları sunulmaktadır. Örneğin, ebeveynler çocuğun diyabet tedavisinde destek olmak üzere ayakta bakım hizmeti verebilecek bir kurumla anlaşabilirler. Tedaviyi yürüten doktor, bunun için bir reçete yazar. Bakım hizmeti, sağlık sigortası aracılığıyla talep edilir. Sağlık sigortası, gerekli şartlar mevcutsa tüm masrafları karşılar. Bu noktada, tüm bakım hizmetlerinin otomatik insülin pompaları kullanan çocukların bakımına aşina olmadığı unutulmamalıdır.
Ayrıca, ebeveynler anaokulu veya okul refakatini uyum sağlama ya da entegrasyon yardımı olarak talep edebilirler. Eyalete göre masrafları karşılayan kurum; sağlık sigortası, sosyal yardım dairesi veya entegrasyon yardımı birimi olabilir, bazen de birden fazla kurum birlikte karşılayabilir. İdare mahkemelerinin güncel kararları, öncelikli olarak diyabet söz konusu olduğunda sorumlu kurum olarak giderek daha fazla sağlık sigortasının belirlendiğine işaret etmektedir. Başvurunun önceden diyabet ekibi ile görüşülmesi tavsiye edilir. Bazı eyaletlerde “havuz modeli” olarak adlandırılan uygulamalar da bulunmaktadır. Bu modelde, özel destek ihtiyacı olan çocuklar için okul, masrafları karşılayan kurumdan (örneğin eyalet yönetiminden) ek bakım saatleri alır ve buna uygun personel istihdam eder. Bu kişiler birden fazla çocuğa aynı anda destek verir. Bu, hastalık nedeniyle oluşabilecek personel eksikliklerinin telafi edilebilmesi açısından büyük bir avantajdır.
Anaokulu veya okul refakati, diğer adıyla entegrasyon görevlisi, havuz personeli ya da asistan, onaylanan saat süresi boyunca okul veya anaokulu günlerinde çocukla ilgilenir: Tedaviyi uygular, küçük yaştaki öğrenciyi süreç içinde adım adım yönlendirir veya mümkünse okul gezilerinde de ona eşlik eder.
Tip 1 diyabetli ilkokul öğrencileri ile 5. ve 6. sınıf öğrencilerinin okul gezilerinde bir refakatçiye ihtiyaçları vardır. Bu tür geziler, okul yaşamının özel ve önemli anlarıdır: Tren veya otobüsle yolculuktan, çok kişilik odalarda konaklamaya ve bir gençlik yurdunda birlikte yemek yemeye; tırmanış turları veya gelgit yürüyüşleri gibi etkinliklere kadar tüm bunlar, metabolizması sağlıklı çocuklar için heyecan verici deneyimlerdir. Diyabetli çocuklar için ise değişen fiziksel aktivite ve beslenme alışkanlıkları, tedavileri açısından bir zorluk anlamına gelir. Örneğin, sensör veya insülin pompasının kateterini değiştirirken desteğe ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, ebeveynlerinden birinin veya eğitimli bir bakıcının eşlik etmesi gerekir. Bunun masrafları kısmen sağlık sigortası veya entegrasyon yardımı tarafından karşılanabilir.
Uygulamada, sağlık sigortaları ve entegrasyon yardımı kurumları arasındaki sorumluluklar net bir şekilde belirlenmemiş olduğundan, kreş ve okula gitme yardımı başvurularının gecikmesi veya reddedilmesi sıkça görülür. Bu nedenle, bölgedeki koşulları bilen bir çocuk diyabet ekibi tarafından bu konularda danışmanlık hizmeti alınması çok önemlidir.
Bilmekte fayda var:
İdare hukukuyla ilgili sorularınız için diyabet ekibinize veya örneğin Alman Diyabet Federasyonu’na (DDF) başvurun. Federasyonun gönüllü sosyal danışmanları, sağlık sigortaları ve resmi kurumlarla iletişimde destek sağlayabilir ve bilgi verebilir (Almanca link).
Alternatif olarak ebeveynler yardım için bir “sosyal bütçe” başvurusunda bulunabilirler. Ebeveynler daha sonra, kendilerinin görevlendirip ödemesini yapacakları bir refakatçi için aylık bir ödenek alırlar. Kişisel bütçe başvurusundan önce, örneğin engellilere yönelik kuruluşlardan danışmanlık alınması tavsiye edilir.
Sınavlar, yazılı yoklamalar veya sözlü sınavlar gibi okul değerlendirmeleri için ebeveynler, dezavantaj telafisi olarak adlandırılan ek süre talebinde bulunabilir. Ancak bu, hipoglisemi durumunda ortaya çıkan düşünme bozukluğu ve bunun tedavisi nedeniyle önemli bir zaman kaybı yaşanması durumunda gereklidir. Bir yazılı yoklama veya sınav sırasında hipoglisemi meydana gelirse, bu durum derhâl gözetmene bildirilmelidir. Genellikle dezavantaj telafisi için diyabet ekibinin kısa bir yazısı eklenerek doğrudan okul yönetimine veya doğrudan eğitim bakanlığına başvurulabilir.
3. Anaokulu ve okulda eğitimciler ve öğretmenler nelere dikkat etmelidir?
Anaokulunda koşuşturma / beden eğitimi
Tip 1 diyabetli çocuklar, metabolik açıdan sağlıklı çocuklar kadar dirençli ve güçlüdür. Ancak spor, enerji ihtiyacının artması nedeniyle insülin tedavisinin ayarlanmasını ve ayrıca gerektiğinde karbonhidrat içeren yiyeceklerin veya içeceklerin tüketilmesini gerektirir.
- Tip 1 diyabetli çocuklar beden eğitimine katılabilir, ancak her zaman meyve suyu veya dekstroz gibi karbonhidrat içeren gıdalara erişimleri olmalıdır. Bu çocuklar, spor yapmadan önce glikoz seviyelerini (şeker seviyelerini) kontrol etmeleri ve tedavilerini buna göre ayarlamaları konusunda eğitim alırlar. Bu nedenle beden eğitimi öğretmenleri, spor başlamadan önce diyabetli çocuklara bu kontrol ve ayarlamanın yapılıp yapılmadığını sormalıdır. Ebeveynler, öğretmenleri bu konuda bilgilendirmeli ve hazırlık aşamasında destek olmalıdır.
- Anaokulu çağındaki çocukların dışarıda koşup oynaması veya trambolinde zıplaması, okul çağındaki bir çocuğun beden eğitimi dersindeki aktivitesine denktir. Küçük çocuklar için de aynı kurallar geçerlidir; ancak bu durumda eğitilmiş yetişkinlerin tedaviyi ayarlaması ve gerekirse çocuğa önceden biraz meyve suyu veya üzüm şekeri vermesi gerekir.
- Fiziksel efor veya yetersiz beslenme, hipoglisemiye yol açabilir. Bu durumda çocuk, hızlı etki eden karbonhidratlara (meyve suyu veya dekstroz) ihtiyaç duyar. Bunlar sınıfta ve beden eğitimi salonunda her zaman stoklanmalıdır. Ayrıca çocuğun yanında hızlı etkili karbonhidratlar bulundurması gerekir; ancak öğretmenlerin de, çocukların okul dışında spor yaptığı durumlar için örneğin bir miktar dekstroz hazır bulundurması önemlidir.
- Çok nadir durumlarda, çocuğun kendi başına müdahale edemeyeceği ağır bir hipoglisemi gelişebilir. Bu nadir durumlar için, (beden eğitimi) öğretmenlerin tıbbi eğitim almamış kişiler tarafından kullanılabilecek bir acil durum ilacını (burun spreyi şeklinde veya enjeksiyon yoluyla glukagon) kolayca ulaşılabilecek bir yerde bulundurması gerekir. Ebeveynler, bu acil durum ilacının nasıl uygulanacağını öğretmenlere göstermelidir.
- Diyabetli bir çocuk kendini iyi hissetmiyorsa veya mide bulantısı varsa, ebeveynleri bilgilendirilmeli ve çocukları almaya gelmeleri istenmelidir. Çocuk, bir yetişkin eşliğinde olmadan eve gönderilmemelidir. Bu nedenle, öğretmenlerin ebeveynlere her zaman telefonla ulaşabilmesi önemlidir.
- Ebeveynler, çocukların getirdikleri yiyecekleri belirli zamanlarda yemeleri gerektiğini öğretmenlerle konuşarak netleştirmelidir. Çocuk, derste istediği zaman yemek yiyebilir veya su içebilir, CGM sisteminden glikoz değerini okuyabilir ya da kan şekerini ölçebilir ve/veya insülin uygulayabilir. Bu durum beden eğitimi dersleri için de geçerlidir.
- Getirilen yiyecekler başka çocuklarla değiştirilmemelidir. Sınıfta şekerleme dağıtıldığında, çocuğun bunları yiyip yiyemeyeceği, ne kadar insüline ihtiyaç duyulacağı veya ebeveynlerin daha sonra yükselen kan şekerini dengeleyip dengelemeyeceği önceden netleştirilmelidir.
Bilmekte fayda var:
Eğitimci ve öğretmenler için daha fazla bilgiye DGPAED e.V.'nin internet sitesinden de ulaşılabilir. DGPAED’in “Okulda Diyabetli Çocuklar (Kinder mit Diabetes in der Schule)” ve “Anaokulu ve Kreşte Diyabetli Çocuklar (Kinder mit Diabetes in Kindergarten und Kita)” (Almanca sayfalar) başlıklı bilgilendirme broşürleri, öğretmenler ve eğitimciler için faydalı bir genel bakış sunmaktadır.
Hipoglisemi
- Hafif veya orta düzeyde hipoglisemi, modern diyabet tedavileri ile de her zaman önlenemeyebilir. Sensör, alt glikoz eşiğine ulaşıldığında bir uyarı sinyali verir. Birçok çocukta hipoglisemi sırasında terleme, titreme, sinirlilik, kafa karışıklığı veya belirgin bir solgunluk gibi belirtiler görülür. Çok nadir durumlarda ise kan şekeri (glikoz) o kadar düşer ki çocuk baş dönmesinden şikâyet eder, net konuşamaz veya bilincini kaybeder (ağır hipoglisemi).
- Hipoglisemi durumunda çocuk, belirli bir miktar dekstroz tüketmeli veya meyve suyu içmelidir. Genellikle bunları yedikten ve/veya içtikten sonra hızlıca iyi hisseder. Okulda uzun süren bir hipoglisemi dönemi yaşanmışsa, öğretmenler ile ebeveynlerin bu konuda telefonla görüşmesi faydalı olur.
- Çocuk bilincini kaybederse, hemen acil servis (112) aranmalıdır. Acil servis ekibine, çocuğun tip 1 diyabetli olduğu ve şu anda ağır bir hipoglisemi yaşadığı bilgisi verilmelidir.
- Bu durumda öğretmen veya eğitimciler ayrıca acil durum ilacı (glukagon) uygulayabilir. En kolay yöntem, 4 yaş ve üzerindeki çocuklarda kullanımı onaylanmış glukagon burun spreyidir. Çocuk bilincini tekrar kazandıktan sonra kendisine meyve suyu veya dekstroz verilmelidir.
Sınıf arkadaşlarının bilgilendirilmesi
Sınıf arkadaşları, tip 1 diyabet hastalığı hakkında objektif ve yaşlarına uygun bir dille bilgilendirilmelidir. Bu sırada çocuğun yaftalanmaması önemlidir. Bunun yerine, verilen bilgiler belirsizlikleri ortadan kaldırmalı ve daha fazla anlayış sağlamalıdır. Aşağıdaki noktaların vurgulanması bu konuda yardımcı olabilir:
- Tip 1 diyabet bulaşıcı değildir.
- Bu hastalık, çocuğun sağlıksız beslenmesinden kaynaklanmamaktadır ve çocukların yaşlı akrabalarından bildiği tip 2 diyabetten farklı bir şekilde tedavi edilmelidir.
- Diyabetli bir çocukla ara öğünleri veya şekerlemeleri, önce bakım veren kişilerle konuşmadan paylaşmamak gerekir.
- Çocuklar, tip 1 diyabetli arkadaşlarında titreme, solgunluk veya alışılmadık bir dalgınlık gibi hipoglisemi belirtileri fark ederlerse, yardım edebilmeleri için öğretmenlere veya eğitimcilere haber vermelidir.
4. Anaokulu ve okul personelini diyabet konusunda kim bilgilendirir ve eğitir?
İlk etapta ebeveynler, eğitimcilere ve öğretmenlere tip 1 diyabetli çocuklarında nelere dikkat etmeleri gerektiğine dair bilgi verirler.
Diyabet uzmanları tarafından verilen uygulamalı eğitim, eğitim uzmanlarına ve öğretmenlere tip 1 diyabet hakkında temel bilgileri verebilir. Böylece tip 1 diyabetli çocuklara karşı daha güvenli bir tutum sağlanır. Şu anda Almanya'da bu türden standartlaştırılmış eğitim kursları bulunmamaktadır ve maddi destekleri yetersiz bir güvence altındadır.
Şimdiye kadar eğitimleri diyabet uzmanları, diyabette kendi kendine yardım grupları, sağlık departmanından uzmanlar veya diyabetli çocukların ebeveynleri sürdürmüşlerdir. Bunlar, sağlık sigortası, sağlık dairesi veya eğitim verilecek kurum tarafından; ayrıca çoğu zaman okul aile birlikleri gibi destek dernekleri, ebeveynlerin kendileri ya da bağışçılar tarafından finanse edilir.
Bununla birlikte, örn. Rheinland-Pfalz'da eğitmenler ve öğretmenler için düzenli eğitim kurslarına, yapılandırılmış seminerleri dahil etmek için girişimler bulunmaktadır.
Buna ek olarak eğitmenleri ve öğretmenleri, çocuklarda diyabetle nasıl başa çıkılacağı konusunda eğiten “Okulda Diyabet (Diabetes in der Schule)” (Almanca link) gibi kendi kendine yardım gruplarının projeleri de bulunmaktadır.
Bilmekte fayda var:
Bavyera Diyabetik Derneği (Diabetikerbund Bayern), eğitimciler ve öğretmenler için yaklaşık 2 saatlik bir eğitim programı sunmaktadır (DiaFoPaed).
“DIAschulisch – Anaokulu ve okulda diyabet ile sorun yaşamayın” projesi çerçevesinde DBW Diabetiker Baden-Württemberg eğitmenler ve öğretmenler için atölyeler düzenlemektedir.
Dianiño Vakfı öğretmenler, eğitimciler ve bakım personeli için ücretsiz eğitimler sunmaktadır (Almanca sayfalar).
5. Çocuğa bir şey olursa sorumluluğu kim alır?
Eğitimcilerin veya öğretmenlerin, yanlış tedaviden sorumlu tutulacaklarından korkmalarına gerek yoktur. Örn. enjeksiyon yapma veya insülin pompasını kullanma zorunlulukları bulunmaz, ancak bunu gönüllü olarak yapabilirler.
Ebeveynler tarafından anaokuluna veya okula devredilen tıbbi faaliyetler için yasal kaza sigortası düzenlemeleri geçerlidir. Eğitim uzmanları, tıbbi yardım faaliyetlerini üstlenirse, ebeveynlerle aralarında özel hukuk kapsamında yazılı bir anlaşma yapılmalıdır. Örn. insülin yanlış uygulanıldığında ne anaokulu, ne okul yetkilisi ne de yanlış davranan kişi sorumlu tutulur. Yalnızca ağır ihmal durumlarında bu geçerli değildir.
Acil bir durumda ise bu farklıdır: Herkes, ilkyardım sağlamakla yükümlüdür. İlkyardım sağlamayanlar, suç işlemiş olur. Örneğin şiddetli hipoglisemi veya hiperglisemide diyabetik acil durum söz konusudur:
6. Tip 1 diyabetli çocuklar, beden eğitimine katılabilir mi?
Tip 1 diyabetli çocuklar, beden eğitimi derslerine veya spor festivallerine katılabilir. Burada da metabolik açıdan sağlıklı çocuklar kadar güçlüdürler. Ancak hareketin kan şekerini düşürdüğü unutulmamalıdır. Bu nedenle ilgili çocuklar ya önceden insülin dozlarını düşürmeli veya ek karbonhidrat yemelidir. Ebeveynler, tedavinin egzersiz sırasında nasıl uyarlanması gerektiğini önceden tedaviyi yürüten diyabet uzmanıyla netleştirmelidir. Gözetmen spor için planlanan tedavi konusunda bilgilendirilmiş olmalı ve acil durumlar için her zaman dekstroz bulundurmalıdır.
Tip 1 diyabetli çocuklar, kendileri gerekli gördüklerinde beden eğitimine ara verebilirler. Spor sırasında diledikleri zaman yiyebilmeli, içebilmeli ve glikoz değerini kontrol edebilmelidirler.
Beden eğitimi dersi beklenmedik bir şekilde ertelenirse, tip 1 diyabetli çocukların etkinlik öncesi yemek yeme fırsatı olmalıdır. Böylece hipoglisemiyi önlemiş olurlar. Daha uzun aktiviteler veya yürüyüşler sırasında, ek atıştırmalıklar için kısa molalar gerekli olabilir. Yeterli yiyeceğin yanı sıra, aynı zamanda hızlı etki eden karbonhidratların - tercihen dekstroz - da yanlarında götürülmesine dikkat edilmelidir.
Acil durumda neler yapılması gerektiğini buradan öğrenebilirsiniz.
Genellikle beden eğitimi dersi için, her çocuğa ayrı talimatlar vardır. Günün saatine bağlı olarak kan şekeri (glikoz değeri) spor öncesinde yüksek (örneğin kahvaltıdan hemen sonra veya bir ara öğünden sonra), hedef aralıkta ya da düşük olabilir.
Diyabetli kişiler için normal aralık 70 ilâ 180 mg/dl (3,9 ilâ 10,0 mmol/l) olarak kabul edilir. Spor öncesinde en az 140 ilâ 160 mg/dl (7,8 ilâ 8,9 mmol/l) glikoz değeri hedeflenir; yüzme dersinde ise bu değer daha da yüksek, yaklaşık 200 mg/dl (11,1 mmol/l) olmalıdır.
Modern insülin pompa sistemleri, spor sırasında insülin salınımını ayarlayabilir. Buna rağmen çocuğun ek olarak karbonhidrat alması gerekebilir. Bazı çocuklar, özellikle temas sporlarında, beden eğitimi dersi için insülin pompasını vücutlarından ayırmayı tercih eder. Bu, 2 saati geçmemelidir. Bu durumda öğretmenlerin, spor dersi süresince pompa olmadan tedavinin nasıl yürütüleceğine dair bir plana sahip olması gerekir. Ayrıca çocukların, bu durumda pompayı doğrudan spor salonunda veya beden eğitimi öğretmeni odasında güvenli bir şekilde saklayabilmeleri gerekir.
İnsülin kalemi kullanan çocuklar ise genellikle spor öncesinde bir şeyler yemelidir. Sadece doku şekeri veya kan şekeri birkaç saat boyunca çok yüksekse (250 mg/dl’nin (13,9 mmol/l) üzerinde) ya da halsizlik, karın ağrısı ve/veya mide bulantısı varsa, öncelikle yüksek şeker değerlerinin nedeni araştırılmalıdır. Ardından değerler düzeltilmeli ve o gün beden eğitimi dersine katılmaktan kaçınılmalıdır.
Bir öğünden sonra ve spor öncesinde kan/doku şekerinin kısa süreli yükselmesi, genel sağlık durumu iyi olduğu sürece ek bir önlem gerektirmez. Beden eğitimi dersine katılım mümkündür.
Tip 1 diyabet ve spor hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz!
Bilmekte fayda var:
Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) Avrupa, TSV Bayer 04 Leverkusen e.V. ve diğer bazı Avrupa spor kulüpleriyle birlikte tip 1 diyabet ve spor konulu bir el kitabı hazırlamıştır. “Sporla Diyabete Karşi (Diabetes mit Sport begegnen)” (Almanca link) adlı kılavuz, tip 1 diyabetli çocuklara, onların ailelerine, öğretmenlere ve bakım verenlere hitap etmektedir ve çeşitli dillerde mevcuttur.
7. Piknik ve okul gezilerinde nelere dikkat edilmelidir?
Öncelikle, çocuğun hastalığını yeterince bağımsız şekilde yönetebildiği için okul gezisini tek başına sürdürebilecek durumda olup olmadığı netleştirilmelidir. Öğretmenlere kısa bir eğitim verilmelidir. Ebeveynlerin her zaman ulaşılabilir olması gerekir ve tedavi, okul gezisinin planlanan aktivite düzeyine göre uyarlanmalıdır. Her durumda, ebeveynlerin öğretmenlerle önceden bir görüşme yapması zorunludur. Okul gezilerinde ve pikniklerde, tip 1 diyabetli daha büyük çocuklar ve gençler de biraz daha fazla dikkat gerektirir. Eğitimci veya öğretmen, öğün ve insülin enjeksiyonu saatlerinin aksamamasına özen göstermelidir. Ayrıca, özellikle küçük çocuklarda kontrolsüz şekerleme tüketimi önlenmelidir. Gözetmen kişinin her zaman acil durumlar için yanında dekstroz bulundurması önemlidir.
Uzun yürüyüşler veya kayak günleri gibi alışılmadık aktiviteler söz konusu olduğunda, insülin tedavisinin kapsamlı olarak değiştirilmesi gerekebilir. Günlük akış, en geç bir gün önce ebeveynler ve çocuk ile görüşülmelidir. İnsülin dozu ve beslenme buna göre ayarlanmalıdır.
Mide bulantısı ve kusma, mide-bağırsak enfeksiyonuna işaret edebileceği gibi, tip 1 diyabetli çocuklarda olası bir metabolik dengesizliğin de belirtisi olabilir. Bu belirtiler diyabetli bir çocukta görülürse, öğretmenler derhâl ebeveynleri bilgilendirmelidir.
Ebeveynler, gerekli tedavi ayarlamalarına yardımcı olabilmek için çocuklarıyla okul gezisinde düzenli olarak iletişim hâlinde olmalıdır.
Küçük çocuklarda veya bir günden uzun süren gezilerde, bir ebeveynin ya da eğitim almış bir yetişkinin refakat etmesi tavsiye edilir veya zorunludur.
Bilmekte fayda var:
Tip 1 diyabetli çocukların, ihtiyaç hâlinde okul gezilerine veya yatılı okul kamplarına katılım için bir refakatçi talep etme hakkı vardır. Diyabetli çocuklar için destek sunan kişilere örneğin KLAFA Okul Gezisi Refakat Projesi (Almanca link) kapsamında ulaşabilirsiniz.
Kaynaklar:
anwalt.de: Diabetes: Krankenkasse muss Kind in der Grundschule Schulbegleitung zahlen. (Letzter Abruf: 29.07.2025)
Arbeitsgemeinschaft für Pädiatrische Diabetologie e.V.: Kinder mit Diabetes in der Schule. 11. aktualisierte Auflage. 2024
Arbeitsgemeinschaft für Pädiatrische Diabetologie e.V.: Kinder mit Diabetes in Kindergarten und Kita. 11. aktualisierte Auflage. 2024
Borrmann, B. et al.: Kinder mit Typ-1-Diabetes: Elternerfahrungen zur Teilhabe in Kita und Schule. In: Public Health Forum, 2021, 4: 304-307
Buchmann, M. et al.: Inzidenz, Prävalenz und Versorgung von Typ-1-Diabetes bei Kindern und Jugendlichen in Deutschland: Zeittrends und sozialräumliche Lage. In: Journal of Health Monitoring, 2023, 8: 59-81
Deutsche Diabetes Gesellschaft et al.: S3-Leitlinie Diagnostik, Therapie und Verlaufskontrolle des Diabetes mellitus im Kindes- und Jugendalter. Langfassung. 2023
Deutsche Diabetes-Hilfe: Für Erzieher und Lehrer: Was in Kindergarten und Schule beachtet werden sollte. (Letzter Abruf: 29.07.2025)
Deutsche Diabetes-Hilfe Landesverband Nordrhein-Westfalen e.V.: Diabetes in Schulen und Kitas – Rechte und Pflichten. (Letzter Abruf: 29.07.2025)
Deutsche Gesetzliche Unfallversicherung: Einsatz von Schulgesundheitsfachkräften: DGUV Information. 202-116. 2021
Gutzweiler, R. F. et al.: Evaluation eines Pilotprojekts zur strukturierten Fortbildung pädagogischer Fach- und Lehrkräfte im Umgang mit Typ-1-Diabetes bei Kindern und Jugendlichen in Rheinland-Pfalz. In Diabetologie, 2019, 14: 124-131
Medizinischer Dienst Bund: Begutachtungsanleitung – Richtlinie des Medizinischen Dienstes Bund nach § 283 Absatz 2 Satz 1 Nr. 2 SGB V. Außerklinische Intensivpflege nach § 37c SGB V (BGA AKI). 2023 (Letzter Abruf: 29.07.2025)
Güncelleme: 29.07.2025




