Ana içeriği göster

Diyabette insülin tedavisi

Bilimsel destek: Prof. Dr. Andreas Birkenfeld, Prof. Dr. Andreas Fritsche, Prof. Dr. Michael Roden, Andreas Vosseler M.A.

Tip 1 diyabette pankreas kan şekerini düşüren hormon insülini yeterli miktarda veya hiç üretemez. Otoimmün hastalığı olan tip 1 diyabet hastaları bu nedenle her zaman şırınga, kalem veya insülin pompasıyla kan şekerini düşürücü hormon insülininin yapay olarak sağlanmasına bağımlıdır.

Tip 2 diyabet olan hastalarda da hastalığın ilerleyen döneminde gerekli olabilir. Bu vücudun kendisi yeterli miktarda insülin üretmediğinde ve diyet ile fiziksel aktivitelerin tek başına veya kan şekeri düşüren ilaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda geçerlidir.

Aşağıda güncel geçerli direktifler uyarınca diabetes mellitus tedavisi için genel bilgiler sunmaktayız. Lütfen bu bilgilerin hekim konsültasyonu yerine geçmediğini ve münferit terapiler öneriler içermediğini dikkate alın. Bireysel terapit opsiyonlarını lütfen hekiminizle görüşün.

Diyabet eğitimlerinde hastalar insülin terapisini günlük hayatlarında nasıl uygulayacakları ile ilgili bilgi almaktadır. Terapi ve adaptasyonu, doktor ile yakın görüşme içinde gerçekleştirilmelidir.

İnsülin tedavisindeki amaç, kan şekerini düşürmek ve böylece diyabetin ikincil komplikasyonlarını önlemektir. Kan şekeri seviyesi sürekli yüksek olduğunda damar ve sinirlere zarar verebilir. Kan şekerinin düşürülmesine yönelik ilaçların amacı bu olumsuz etkileri mümkün olduğu kadar engellemek veya geciktirmektir.

İnsülin nasıl çalışır?

  • Sağlıklı bir insanda yemekten sonra kan şekeri seviyesi arttığında pankreas her zaman kana artan miktarda insülin salgılar. Yemek yedikten sonraki insülin artışı esas olarak karbonhidrat alımıyla tetiklenir.
  • Bunun yanında çeşitli şeker ve yağ metabolizması süreçlerini düzenleyen temel bir insülin üretimi de vardır.
  • İnsülin ihtiyacı, hamilelik ve emzirme gibi belirli yaşam koşullarında değişebilir. Enfeksiyonlar, eşlik eden diğer hastalıklar veya ameliyatlar da metabolizmayı etkileyebilir.
  • Genellikle insülin ihtiyacı sabahları en yüksek seviyededir ve kişiden kişiye büyük farklılık gösterir. Stres, vücut hormonları veya fiziksel aktiviteler gibi birçok diğer faktör insülin ihtiyacını etkiler. Yağ ve protein gibi diğer besin bileşenleri de insülin alımını etkiler.

Modern insülin preparatları ile insülin salınımının doğal süreçleri taklit edilebilir. Bu preparatlar günümüzde etkili ve yan etkisi fazla olmayan insülin terapisini mümkün kılmaktadır.

İnsülin tedavisi, düzenli olarak kendi kendine kan şekeri ölçümleri ile beraber yapılmalıdır. Bunlar, koşullara bağlı olarak insülin miktarını ayarlamaya ve zamanında düşük ve yüksek kan şekerine karşı koymaya yardımcı olur.

Ne tür insülinler bulunmaktadır?

Günümüzde çok sayıda insülin preparatları bulunmaktadır. Kimyasal yapılarına göre insan insülinleri ve analog insülinler mevcuttur. Bunlar da etken maddesine göre uzun etkili veya kısa etkili insülinler olarak ayrılmaktadır. Ayrıca kısa etkili bir insülin ile uzun etkili bir insülin kombine edilerek karıştırılmaktadır.

İnsan insülinleri ve analog insülinler

İnsülin bir protein maddesidir (Protein). İnsan insülininin kimyasal yapısı insandaki doğal insüline tamamen uyar ve adını buradan alır. Bunlar biyoteknolojik yöntemleri kullanılarak bakteri veya mayaların yardımıyla üretilir. Analog insülinler de biyoteknolojik yöntemleri kullanılarak üretilir. Doğal insülinle kıyasla, proteinin moleküler yapısı, belirli yerlere yapı taşları (amino asitler) ekleyerek veya bunları değiştirerek biraz değişir. Bu yöntemlerle insülin etkisinin başlangıcı ve süresi etkilenebilir.

Uzun etkili insülinler

Uzun etkili insülinler bazal insülinler, uzun etkili insülinler veya gecikmeli insülinler olarak adlandırılmaktadır. Daha geç etki etmeleri ve uzun etki sürelerine sahiplerdir. Uzun etkili insan insülinleri gecikmeli insan insülinleri olarak bilinir ve Nötral Protamin Hagedorn (“NPH” insülini) buna dahildir. Gecikmeli insan insülinlerinin etkisi subkütan enjeksiyondan yaklaşık 1-2 saat sonra başlar. Etki süresi gecikmelidir ve dozlamaya göre 8 ile maksimum 14 saat arasındadır. Ayrıca degludec, detemir ve glarjin gibi etken maddeli uzun etkili analog insülinler de mevcuttur. Uzun etkili analog insülinlerin etki başlangıcı enjeksiyondan yaklaşık 1 ile 2 saat arasındadır. Etki süresi 19 saatten yüksektir, bazen 42 saati bile aşmaktadır.

Kısa etkili insülinler

Kısa etkili insülinler bolus insülinler, kısa etkili insülinler veya yemek zamanı insülinler olarak da adlandırılır. Daha hızlı etki etmeleri ve kısa etki sürelerine sahiplerdir. Kısa etkili insan insülinleri normal insülinler olarak da adlandırılır. Etki yaklaşık 30 dakika sonra başlar ve etki süresi 5 ile 8 saat arasındadır.

Ayrıca aspart/niacinamid-aspart, glulisin ve lispro gibi etken maddeli kısa etkili analog insülinler de mevcuttur. Etkileri enjeksiyondan yaklaşık 5 ile 15 dakika sonra başlar ve etki süresi yaklaşık 3 ile 5 saat arasındadır.

Ne tür insülin terapileri mevcut?

İnsülin gereksinimleri kişiden kişiye farklılık gösterdiğinden, insülin tedavisi her zaman hastaya özel olarak düzenlenir. Günümüzde çeşitli tedavi biçimleri bulunmaktadır. Günümüzde çeşitli insülin terapi formları mevcuttur.

Mesela günde 2 kez enjeksiyon içeren tedavi şekli (geleneksel insülin tedavisi) veya çok kez enjeksiyon içeren terapi şekli (yoğun insülin tedavisi) bulunmaktadır. İki tedavi şekli arasındaki fark, insülin tiplerinin seçiminde ve insülinin dozajı ile verilme sıklığında yatmaktadır.

Diyabetli kişi hangi insülin tedavisini seçeceğini, bireysel özellikleri, yetenekleri ve yaşam durumunu dikkate alarak doktorları ile beraber kararlaştırılmalıdır. Tip 1 diyabette yoğunlaştırılmış insülin terapinin geleneksel terapiden daha üstün olduğu tespit edilmiştir.

Geleneksel insülin tedavisi nasıl uygulanır?

Geleneksel insülin tedavisi (CT) çoğunlukla tip 2 diyabette uygulanır. Bir bakıcının veya aileden bir kişinin insülin tedavisini üstlenmek zorunda kaldığı ve olabilecek en basit tedavi planını tercih ettikleri durumda da bu tedavi şekli uygundur.

  • Geleneksel insülin tedavisini uygulayan kişiler günde 2 kez belli saatlerde önceden belirlenmiş miktarda insülini enjekte ederler. Bunun için uzun etkili ve kısa etkili insülin karışımlar kullanırlar.
  • İnsülinin etkisi bütün gün sürer. Bu nedenle, belirli miktarda karbonhidrat içeren öğünleri gün boyunca düzenli olarak yemek önemlidir. Fiziksel hareketler ek öğünler ile dengelenir.
  • Geleneksel insülin tedavisi, çok düzenli günlük rutini olan kişiler için uygun olabilir.
  • Buna karşılık düşük kan şekeri riski geleneksel insülin tedavilerinde en yüksektir.

Bu tedavi, yemekler ve günlük aktiviteler her zaman sabit bir ritmi takip etmediğinde sınırlarına ulaşır.

Geleneksel insülin tedavisinde kişi nasıl beslenmelidir?

Geleneksel insülin tedavisi uygulanan kişilerin, beslenmelerini enjekte edilen insülinin etkisine göre ayarlamaları gerekir. Yoksa düşük kan şekeri veya yüksek kan şekeri değerleri ortaya çıkabilir.

Bu bir önceden belirlenmiş zamanda belirlenmiş miktarda karbonhidrat tüketilmesi gerektiği anlamına gelir. Bu nedenlerden dolayı geleneksel insülin tedavisinde beslenme oldukça katıdır.

Aynı karbonhidrat miktarlarına sahip değiştirerek beslenmelerine çeşitlilik katabilir. Mesela pilav, makarna, patates ve ekmeği kendi içinde değiştirebilirler. Değiştirilen karbonhidratların aynı miktarda olması önemlidir.

Yoğunlaştırılmış insülin tedavisi nedir?

Yoğunlaştırılmış insülin tedavisi (veya temel bolus tedavisi) doğal metabolik süreçlere yöneliktir ve ihtiyaca göre belirlenir. İnsülin miktarı anlık olarak mevcut kan şekeri seviyesine, yiyecek miktarına ve fiziksel aktivitelere göre uyarlanır. Ancak bu, kan şekerinin düzenli olarak ölçülmesini gerektirir.

  • Uzun süre etkisini gösteren ve günde 1 veya 2 kez enjekte edilen bazal insülin, temel insülin ihtiyacını karşılar.
  • Her öğünden önce kısa etkili (bolus) insülini kullanılır.
  • İnsülin, bir insülin kalemi, bir insülin şırıngası veya bir insülin pompası aracılığıyla verilir.
  • Bir insülin pompasıyla yalnızca kısa etkili insülinler kullanılır. Pompa temel ihtiyacı karşılamak için gün boyunca düzenli olarak küçük miktarlarda insülin verir.

Yoğunlaştırılmış insülin terapisi kan şekerinin daha iyi ayarlanmasını sağlar ve aynı zamanda esnek ve aktif bir yaşam tarzı ile daha uyumludur. Ancak bu tedavinin zahmeti geleneksel insülin tedavisine göre daha yüksektir.

 

Çeşitli türde yoğunlaştırılmış insülin tedavi türleri mevcuttur:

Yoğunlaştırılmış geleneksel tedavide (ICT) kişi bazal insülinin yanında her yemekten önce sabit bir miktar bolus insülini alır. Münferit yemeğin karbonhidrat miktarı özel olarak belirlenmez ve sabit bir şemaya göre korunur.

Fonksiyonel insülin tedavisinde bazal insülinin yanında her yemekten önce karbonhidratların tam miktarına göre ne kadar bolus insülinin gerekli olduğu hesaplanır.

Yoğunlaştırılmış geleneksel tedavide ve fonksiyonel tedavide bir insülin kalemi veya enjektörle enjekte edilir.

İnsülin pompası tedavisinde (CSII) bir insülin pompası kullanılır.

İnsülin ihtiyacı nasıl hesaplanır?

Toplam insülin ihtiyacının yaklaşık yarısı, metabolizmayı sürdürmek için gerekli olan temel gereksinimden ve diğer kısmı da beslenmeyle ilgili ihtiyaçtan oluşur.

Temel ihtiyaç alınan gıdadan bağımsız olarak metabolik işlemler için gereklidir ve bazal ihtiyaç olarak da adlandırılır. Bununla yemek yenilmediğinde sabit bir kan şekeri seviyesi amaçlanmaktadır. Kan şekerinin bir yemek sonrasında artmasına karşı koymak için en bir insülin dozu gereklidir (bolus insülin).

Tip 2 diyabette, vücut yeterli miktarda insülin üretmiyorsa ve beslenme değişikliği ile fiziksel aktivite tek başına veya tabletlerle tedavi başarılı olmazsa insülin terapisi gerekli olabilir. Tip 1 diyabette mutlak insülin eksikliği nedeniyle daima insülin enjekte edilmelidir. Bunun hangi şekilde ve ne miktarda olacağı kişisel olarak değişir.

Fonksiyonel insülin tedavisinde her öğünde insülin miktarını hesaplayabilmek için karbonhidratları tahmin edebilmek çok önemlidir. Ek olarak düzeltme faktörleriyle yüksek kan şekeri değerlerinin düzeltilmesi için gerekli insülin miktarı hesaplanabilmektedir.

Araştırma ekipleri akıllı insülinler üzerinde çalışıyor

Kısa ve uzun etkili analog insülinler diyabet tedavisini önemli ölçüde kolaylaştırmışlardır. Birçok kullanıcıda glukoz metabolizmasının iyi ayarlanmasını mümkün kılmışlardır. Bununla birlikte yine de, diyabetli kişilerin yemeklerden önce kan şekeri seviyelerini kontrol etmek, gerekli insülin dozunu hesaplamak ve ardından enjekte etmek için bu modern preparatları kullanmaları gerekir.

Akıllı insülinlerin bu durumu gelecekte değiştirmesi beklenmektedir. Bunun altında yatan fikir, vücutta bir insülin deposu kurmak ve ihtiyaç olması halinde – yani glukoz seviyesi yükseldiğinde - hormonun bu depodan kan dolaşımına salınmasını sağlamaktır. Bu insülinlere glikoz hassas insülinler olarak da adlandırılmaktadır.

Akıllı insülinler üzerinde henüz araştırmalar yapılmaktadır ve kullanımlarına izin verilmemektedir. Çeşitli şirket ve araştırma grupları son zamanlarda bazı gelişmeler kaydetti:

  • North Carolina Üniversitesi'ndeki bilim insanları, insülin moleküllerini kırmızı kan hücrelerinin yüzeyindeki glikoz taşıyıcılarına kenetlenecek şekilde değiştirmişlerdir. Kan şekeri seviyesi yükseldiğinde insülin gittikçe artan bir şekilde bu bağdan kopar ve kana salınır. Araştırmacılar diyabetik farelerde akıllı insülinin tek bir enjeksiyonu ile glikoz metabolizmasını 48 saatlik bir süre boyunca kontrol altında tutmayı başarmışlardır.
  • Bunun benzerini Utah Üniversitesi'nden bir ekip, fenilboronik asiti glikoza duyarlı "anahtar" olarak kullanan bir insülin türeviyle başarmışlardır.
  • Diğer bir yaklaşım ise insülin hormonunun, yüksek şeker seviyeleri tarafından yok edilen yapay ince zarlara paketlenmesidir.

Fakat bu çalışmaların tamamı şu an erken geliştirme ve deneme aşamasındadırlar. Uzmanlara göre, ilk akıllı insülinin piyasaya çıkması birkaç yıl sürebilir.

Kaynaklar:

Bundesärztekammer et al.: Nationale Versorgungsleitlinie Typ-2-Diabetes. Teilpublikation der Langfassung. 2. Auflage. Version 1. 2021
Chou, D. H.-C. et al.: Glucose-responsive insulin activity by covalent modification with aliphatic phenylboronic acid conjugates. In: Proc Natl Acad Sci USA, 2015, 112: 2401-2406
Deutsche Diabetes Gesellschaft: S3-Leitlinie Therapie des Typ-1-Diabetes. 2. Auflage. 2018
Deutsche Diabetes Gesellschaft et al.: S3-Leitlinie Diagnostik, Therapie und Verlaufskontrolle des Diabetes mellitus im Kindes- und Jugendalter. Langfassung. 2015 (Gültigkeit abgelaufen, in Überarbeitung)
Nathan, D. M. et al.: The Diabetes Control and Complications Trial/Epidemiology of Diabetes Interventions and Complications Study at 30 Years: Overview. In: Diabetes Care, 2014, 37: 9-16
Wang, C. et al.: Red Blood Cells for Glucose-Responsive Insulin Delivery. In: Adv Mater, 2017, 29
Güncelleme: 26.07.2021